16 Ocak 2010 Cumartesi

Hyeongsa: Duelist...






Eski bir film sayılabilir aslında yıl olmuş 2010, filmin tarihi ise 2005. Zaman akıp gidiyor. Geçenlerde "sad eyes theme" i videoliste eklerken tekrar aklıma geldi bu film. Tabii tüm filmleri yazmaya eklemeye kalksak altından kalkılmaz ama bunun için torpilli davranabilirim sanırım çünkü uzuuun zaman önce - muhtemelen yine buhranlı günlerden bir tanesinde- çok tesadüfi olarak elime geçen bu filmi ilk izlediğimde oldukça etkilendiğimi hatırlıyorum. Hikayesinden, görüntülerinden, müziklerinden, estetiğinden. Bir çok defa izlediğim filmlerdendir kendisi. (bazı seferleri yeni film bulmaya üşendiğim için de izlediğimi itiraf edebilirim). Diğer izleyişlerimde de, yanımdakilere zorla izletirken mesela, yine de etkileyiciliğinden pek bir şey yitirmedi. Kurbanlarımın da - her ne kadar öfleyip püfleselerde - etkilendiklerini biliyorum çünkü tersi olsaydı şu anda bunları yazamıyor olurdum.

Yönetmeni Lee Myung-se olan 2005 Güney Kore yapımı olan film Türkçe ye ne alakaysa Kanlı Hançer olarak çevrilmiş.Film genel havası itibariyle kimine göre bir masal, kimine göre kurgusal bir döngü. Nasıl düşünmek istendiğine kalmış ağırlıklı olarak belki de.Dedektif Ahn (Ahn Sung-ki) ve ortağı - aynı zamanda kızı gibi yetiştirdiği - erkek fatma Namsoon (Ha Ji-won), bir kalpazan çetesi ve arkasındakilerin peşinde iken olayların gelişmesi sonucu bir kılıç ustası olan Sad Eyes ya da duelist diyelim ( Kang Dong-won ) ile karşılaşırlar. Bu da onları Sad Eyes a oğlu gibi davranan bakan Song a kadar götürür. Sonuç olarak Namsoon ve Sad Eyes' ın aşk hikayesi başlamış olur

Karmaşık bir özet oldu gerçi ama zaten değinmek istediğim nokta ne filmin konusu ne de oyunculuklar. Çoğu kişi çok sıradan bulacaktır belki de konusunu... sabun köpüğü gibi tanımlamalar da yapılacaktır belki ama bu filmi etkileyici kılan konusu vs.. değil, kesinlikle filmin anlatım dili ve estetiği. o yüzden aslında kısaca değinmek istediğim nokta bu.

Güzel espriler barındıran filmde, komedi öğeleri daha çok karakterlere yüklenmiş olsa da ara ara kurgunun içine de güzelce serpiştirilmiş. Çok fazla diyalog yok buna rağmen öyküden de kaynaklanabilecek şekilde herşey açık, anlatım için sözlerden çok koreografiler, renkler, fonlar, duruşlar, zıtlıklar kullanılmış. Filmde göze çarpan en önemli özelliklik zıtlıklar. Karakterlerde, renklerde, kurgu da. Renk kullanımları hem anlatım hem çarpıcılık açısından dikkate değer.Filmin müzikleri de tüm bu öğeleri ayakta tutacak kadar güzel ve etkileyici.








Filmdeki estetiği arttıran koreografiler ise enfes. Namsoon ve Sad eyes (ya da duelist) arasındaki ilişki tamamen koreografilere yüklenmiş. Bu konuda çok fazla söze gerek yok.Kılıç dansı sahnesi ayrıca ilgiyi hak ediyor. Mükemmel ya da kusursuz değil ama insanı ekrana kilitleyecek kadar harika. Final sahnesi için söyleyebileceğim tek şey; bir aşk bir şekilde bu kadar güzel, ince ve dokunaklı olarak ifade edilebilirdi sanırım.






Sonuç olarak; ajitasyon yok, dramın dibine vurmak yok, kıvamında bırakılmış bir anlatım...Kısaca film türünün tek örneği değil belki ancak meraklıları için iyilerinden ve izlenmesi gerekenlerden bir tanesi. Eğer vakti olan varsa bu filme bir göz atsın derim.



Not:çok video koydum biliyorum ama dayanamadım...

http://www.youtube.com/watch?v=TS7P0Gg1pbM&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=PTnpoJ_nerI

http://www.youtube.com/watch?v=BLTpt2tJiAc

http://www.youtube.com/watch?v=G7xFybMrPCI&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=_1VvwqY6Htg&feature=related

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...