25 Eylül 2011 Pazar

CYRANO DATING AGENCY (CYRANO AGENCY): " Herşey olayım derken hiçbir şey olamadı..."




Günlerden bir gün bilgisayarım ağır yaralanıp hastaneye kaldırılmışken ve ben sıkıntıdan komalara giriyorken denk geldim bu 2010 yapımı G. Kore filmine. "Aaa Cyrano? Ne alaka acaba?" diye başladım.

Yönetmeni Kim Hyun Sook olan, oyuncuları arasında Uhm Tae- Woong, Lee Ming Jung, Daniel Choi gibi isimlerin bulunduğu film aslında fikriyle gülümsetti bayağı.

Tiyatrolarını tekrar açabilmek için Cyrano Agency adlı şirketlerini kuran 4 oyuncu, cin fikirli girişimlerinde şirketlerine verdikleri " Cyrano" ismine yakışacak biçimde aşık oldukları kadına veya erkeğe açılamayan, hislerini dile getiremeyen müşterilerine tam teşekküllü hizmet vermektedirler. Ama ne hizmet!! Müşteri bir kadını mı tavlamak istiyor? Hemen senaryolar yazılıyor, eleman için hazırlanmış özel replikler üzerine eleman vurgu, tonlama, duruşlar üzerine çalıştırılıyor, önemli tüyolar, birini etkileyecek tüm alternatifler düşünülüyor, gerekli atmosfer yaratılıyor... Hatta yağmur yeterli değil mi? Yağmur bile yağdırılıyor. Tabii tüm bunlar belirli bir çalışma süresinin, stratejik planlamanın ve ekip çalışmasının sonucunda oluşuyor ve sonuç her zaman başarılı!







Ekibin amacı tiyatrolarını tekrar açmak için para kazanmak olduğundan yaptıklarını pek sorguladıklarını sanmıyorum. Aldıkları sonuçlar her zaman başarılı ancak insanoğlu bu bugün birini sever yarın diğerini. Yine de bu fikri oldukça çekici bulduğumu söylemeliyim, gerçek bir girişim olması sonucu iyi paralar getireceği kanaatindeyim. Gerçi yurdum insanı "Yer mi Anadolu çocuğu!!Hoşlanıyorsam gider kendim söylerim !" der mi demez mi ayrı bir tartışma konusu.

Neyse Cyrano Acentası' nın işleri iyi gitmektedir taaki yeni bir müşterilerinin tavlamak istediği kadın olarak ekibin elebaşı durumundaki Byung Hoon' un (Uhm Tae Woong'un yani Muhteşem Kraliçe' nin azimle taşları çatlatan Yooshin'i ya da The Devil' ın dedektifi) eski sevgilisini ortaya koyana kadar... Bu noktada Byung Hoon kadını ( Lee Min Jung) hala seviyor olmasının da etkisiyle bu işi sorgulamaya başlar ama sorgu etik bir sorgu olmaktan ziyade bir profesyonel olarak işe devam mı etmeliyim yoksa elemanın ayağını mı kaydırayım ikilemi üzerine olur.İlk başlarda ikinci seçenek ağır basarken elemanı Che Guevara taklidine bile döndürmeyi dener. Sonuç bir facia olurken bizimki de geçmişiyle hesaplaşmayı seçer.

Film böyle devam ederken ilk başlardaki temposu düşmekte ancak "Cyrano" adı film için başarılı bir seçim olmuş.

Cyrano De Bergerac' ı bilirsiniz. Gerçekten yaşamış bir karakter olmasının yanında günümüzde daha çok Edmond Rostand' ın etkileyici ve en başarılı tiyatro eseri olarak bilinir. Hem bütünüyle hem de Cyrano karakteriyle etkileyicidir, herkesin içinde biraz bu karakterden vardır belki de...

Haksızlığa, adaletsizliğe karşı tahammülü olamayan, harika bir silahşör, nüktedan bir kişilik, sivri bir dile sahip ve karşısındakinden korkmadan bunu kullanabilecek bir cesarete sahip olan, bir edebiyatçı, bir filozof ve bir şair olan Cyrano De Bergerac... Tek kusuru burnunun kocaman olması olan ve bu fiziksel kusuru nedeniyle etrafındakilerin alaycılığına rağmen onlara boyun eğmeyen karakter. Kuzeni Roxanne' e en asil duygularla aşık olan ama onun güzelliği ve ruhu karşısında erimesine rağmen kendisinin fiziksel çirkinliği nedeniyle duygularını sadece ona karşı açıklayamayan, güzel Roxanne' ye abayı yakmış, iki kelimeyi yan yana getiremeyen, eli yüzü düzgün arkadaşı Christian için Roxanne' e - Roxanne' nin iyiliği için olduğunu düşünürken - aşk mektupları yazan, içi yanmasına rağmen Christian' a karşı öfke duymayan bir karakter...

Bu oyunu okuyan ya da izleyen kimse etkilenmeden kalamaz sanırım. İşte en sevdiği oyun ve en sevdiği karakter Cyrano olan Byung Hoon' un da durumu bir nevi bu karakterle özdeşleşmekte bu filmde...

Film böyle devam eder... Bana kalırsa ne çok iyi ne de çok kötü bir film. Bu sonbahar akşamlarında seyirlik bir tercih olabilir. Filmden sonra benim oyunu tekrar okuyasım geldi orası ayrı bir konu ayrıca hala bu girişim işi aklımın bir köşesinde durmakta.



"peki ne halt etmeye bindi,
ne halt etmeye bindi alemin gemisine.
Felsefeyi severdi, fizikten de anlardı,
laf altında kalmaz yaman bir silahşördü,
ve başkasının hesabına...
bazen aşık olurdu..."



"şairdi, felsefede hayli bahresi vardı,
yaman silahşördü
Cyrano De Bergerac' dı adı
herşey olayım derken hiçbir şey olamadı"

2 yorum:

Oh Yoon Joo dedi ki...

Çok güzel yorum olmuş kuzu ^^ Film bende de değişik duygular uyandırmıştı. Fikir ve oyunculuklar da süperdi. İzlenmesi gereken yapımlardan

Tawannanna dedi ki...

merhaba, teşekkürler :)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...