25 Kasım 2011 Cuma

My Mighty Princess (Mulim Yeodaesaeng ): Amanda Bir Uçayım...



2008 yapımı, Kwak Jae-yong' un elinden çıkma Kore filmi. Baştan söyleyeyim oldukça vasat bence yine de boş vaktini eğlenceli şekilde değerlendirmek isteyenler izleyebilir.

Soh-wi kızımız savaş sanatlarında usta ana - babadan doğma olduğu için olağanüstü güçlere sahip bir kardeşimizdir. Okuluna dersine gerektiğinde damdan dama sekerek gidebilmektedir.

Ben de istiyorum uçarak işime gücüme gitmeyi. Hatta ben olsam arabaya, otobüse falan da binmem direkt atlaya zıplaya giderim gideceğim yere, trafikle falan ne uğraşacağım!! En büyük fantazimin vapur iskelesinden vapurun tepesine uçmak ve karşıya vapurun direğinde asılı gitmek olduğuna karar verdim - hatta düşündüm ki direğin tepesinde tek ayak üzerinde durarak gideyim daha karizmatik görünür- Fırtına falan olursa insan gibi otururum içeride ya da güvertede, güçlerinde suyunu çıkarmaya gerek yok, boşu boşuna yağmur altında ıslanmaya da...Hayattan böyle basit beklentilerim var işte...



Neyse işte böyle bir üniversite öğrencisi olan Soh wicik, okulun buz hokeyi takımının gözdesi olan çocuğa kalbini kaptırınca - ki bu çocukta kendisinden oldukça büyük bir polis teyzeye aşıktır - dövüş güç istemem aşk isterim diyerekten ailesinde aldığı mirasa sırt çevirir. Zaten bu sırt çevirmeye dünden razıdır.

Bu esnada büyükler de " bu gençler de iyice zıvanadan çıktı artık, dövüş sanatlarına ilgi göstermiyorlar" temalı toplantılar yaparaktan aldıkları karar doğrultusunda Soh wi' nin çocukluk arkadaşı Il-yeong' a ( bu çocuğunda babası 4 adet ustadan bir tanesi) rüşvet önererek (bizzat Soh winin babasından motorsiklet ) Soh wi ile tekrar antremanlara başlaması ve turnuvaya girmesi için gaza getirilir. Il yeong arkadaşımız göründüğü kadarıyla oldukça fırlama ve çocuksu takılmaktadır. Soh wi' nin okuluna falan gider ama orada en iyi anlaştığı canlılar kuşlar olur. Bu esnada Soh wi de buz hokeyi takımında - paten bileyicisi olarak işe başlamıştı-- kaleciliğe terfi ettiği için pekte sallamaz Il-yeong' u, gözler takım kaptanında napsın! Eh bir de Il-Yeong ile aralarında geçmişten gelen bir kırgınlıkta var...





Sonraaaa... işte işler döner dolaşır Soh wi' nin babası sağlam dayak yer Soh wi de kılıcı eline alır.

Rezil bir şekilde özetlemek gerekirse böyle bir şey...

Çok mu kötü? Bence o kadar da değil. Ara sıra koparak izlediğim sahneler oldu - Il Yeong un çamasırlarını yıkadığı sahnede ki teyzenin ifadesine hala dağılıyorum misal ya da Soh wi kaldırım taşlarını taşırken yardım etmek isteyen çoçuğun olduğu sahneye -, koreografiler de fena değil. Vakit geçirmek için keyiflik bir film...

Ayrıca tango yaparak adam dövmenin inceliklerini görmek isteyenler için de ideal... Her zaman demişimdir tango kullanıma bağlı olarak tehlikeli bir dans türü olabilir diye. Özellikle kadınlar topuklu ayakkabılarıyla partnerına ve salondakilere "özel tekme tekniği" ile korkulu anlar yaşatabilir... Ama buradaki tam olarak böyle bir şey değil, bilginize...

Haaa ben bu yazıyı niye yazdım? Vapur direğinin üzerinde tek ayak üzerinde gitme fikri gözüme çok hoş geldiği için yazdım.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...