18 Kasım 2012 Pazar

CHUNO.. Slave Hunters...





hoooo... bu yazıyı 2010 yapımı bu K-dramayı  ilk bitirdiğim anda yazmalıydım, o anda çok gaza gelmiştim... böyle bekletip yazarken o heyecan sönüp kayboluyor esasında ama napalım... Bu şekilde atladığım sonra yazmaktan vazgeçtiğim pek çok yazı vardır amma Chuno' ya bir kıyak yapacağım.. herşeyden önce ost u adına :))




Tarihi diziler klasmanında sayabileceğim bu K-drama Joseon döneminde geçmekte...Köleliğe olur verildiği dönemler... Elimizde bir adet Lee Dae- gil var... Soylu bir ailenin oğlu olarak hayata gelen bu eleman ailenin kölesi  Un-nyun'a aşık olur. Aşkın da verdiği coşkuyla bu dönemlerinde  sistemi sorgulayan, eşitlik, adalet gibi kavramları düşünen Dae-gil' in hayali bu eşitsizliği ortadan kaldırmak olur. - genç arkadaş o zamanlar tabii, biraz da olaya çocukça yaklaşmakta ama samimiyeti sorgulanmayacak düzeyde- Tabii ki köleye olan aşkı babası tarafından hoş karşılanmaz ve olan Un-nyun a olur, işkenceye maruz kalır. Un-nyun' un ağabeyi bunu ailenin yanına koymaz ve Dae gil in evini yakar, Dae gil i yaralar ve öldü sandıkları Dae gil i bırakarak ağabey ve kardeş kaçıp giderler.

Dae Gil ölmemiştir ama aileyi kaybettikten daha da önemlisi eski kimliğini manevi olarak kaybettiğinden köle avcısı Lee Dae Gil olur ve on yıl boyunca Un nyun ve ağabeyini aramaya koyulur yanında ekibi  General Choi ve Wang-son ile beraber...

Dae Gil ve ekibi ortalıkta köle avlayıp Dae Gil ben Lee Dae Gil diye bağırırken, kraliyet cephesinde de olaylar gelişmektedir. İçişleri bakanı fesat kişiliğiyle ortamı kaosa vererek kendine sağlam bir konum açmaya kastırırken, Song Tae-ha (ikinci esas adam diyeyim) da varis prensi korumak için  uzun vadeli planlarını işleyişe koyar.



Ta daaammm bu esanada yani Dae Gil, Un yun u araken, Un nyun on yıl önceki olaydan sonra adını Hye Won olarak değiştirmiş, Dae Gil i unutamadığı için zorunlu evliliğine başkaldırmak adına isyan ederek ortamında kaçmış, Song Tae da bir kaç yıldır yaptığı köle taklidinden sıyrılarak prensi kurtaramaya giderken, Song Tae ile Hye Won karşılaşırlar... Olaylar bundan sonra devam eder...

Daha fazla spoiler vermeden ancak bu kadar anlatabiliyorum ben...Neyse, biraz karakterlerden bahsederek bir kısmına içimi dökmek istiyorum...

Lee Dae Gil (Jang Hyuk ): Bana kalırsa Jang Hyuk, Lee Dae Gil liğe cuk oturmuş zaten ara sıra kendini kaybediyor.. Başarılı performans.. Durumundan bahsettik... Ama özünü ve esasında vicdanını kaybetmemiş olması Lee Dae Gil in takdir edilecek yanı. Ayrıca soylu Dae Gil ne kadar naif ve fiziksel aksiyondan nefret ediyorsa başarılı bir gelişme sergilemiş kendisi on yıl boyunca... Un nyun a tutkusu ve aşkı kendisini gözde yükseltiyor, bu bir gerçek...

Un-nyun & Hye Won ( Lee Da Hae): Hikayenin esas kadını. Köle olarak başladığı hayatında, ağabeyinin isyanı ve sevdiği adamı öldürmesi ile birlikte kölelikten sıyrılıp özgür olarak yaşamaya devam edip üzerine bir de Song Tae ile tanışıyor... Nasıl bir hayat çizgisidir anlayamadım... Öte yandan da tam olarak mutlu olamıyor o da bir gerçek... Yine de kendisine ara ara uyuz olmamak mümkün değil...Bu da bir gerçek..


Bir de başka bir konu var ehehe tamam nedenini anlayabiliyorum da ama abi dizideki tüm kadın kölelerin saçı başı dağınık, yüzleri kirli falanken bu kardeşimiz köle döneminde bir kar parçası kadar beyaz, elleri ve tırnaklarının da yeni manikürden çıkmış gibi bakımlı olması göze batıyor ama...

Song Tae (Oh Ji Ho): Oh Ji Ho güzel adam. Song Tae ise bir karakter olarak harikaya yakın. Ara sıra gerizekalıya bağlıyor ama o kadar kusur olur. Şaka maka Hye Won için zor durum arkadaş :P








General Choi (Han Jung Soo) : Dae Gil'in köle avcılığı döneminde yol arkadaşı. Grubun dengesi ve sağ duyusu. Kadınların ona olan düşkünlüğüne hak vermek gerekir. Gönül adamıdır General Choi.

Wang Son (Kim Ji Suk): Dae Gil in diğer yol arkadaşı. Grubun en genci. Diğer ikisi tarafından ayakçı muamelesi yapılsa da sevilir. Uçkuruna düşkünlüğünü ve kolay gaza gelişini gençliğine veriyorum.


Eop Bok (Gong Hyung Jin): Eskinin özgür avcısı şimdinin kölesi. Dizideki en baba rolü son anda çalıyor ama hak etti. Kadın köleyle olan yakınlaşmaları eğlenceli sahneler barındırırken bir yandan da insan düşünüyor lan karını kızını hiç düşünmüyor musun diye ama sonra öldü sanıyor herhalde diyor insan.





Hwang Chul Woong(Lee Jong Hyuk): Dizinin danası. Seyrederken o kadar çok saydırdım ki bu elemana sonra vicdana gelip zırladığı yerde bile acıyamadım. Aslında onu haklı çıkarabilmek için içimde çok düşündüm. Önce rol yapıyor dedim sonra adama yazık, zorla evlendirildiği engelli bir karısı, ondan sürekli bir şeyler bekleyen ve lafını esirgemeyen bir kayınbabası, bakmak istediği ve değer verdiği bir annesi var dedim, şartlar sürüklüyor dedim ama hiçbir şey bu adamın insanlara arkadan saldırdığı, kadınları sırtlarından şişlediği gerçeğini değiştiremez arkadaş... Lan adamları anladıkta silahsız kadınları arkadan şişlemek nedir ha!!!  Kendi hırsının, ezikliğinin kurbanı olmuş, gözünü bu hırsı bürümüş, ikilemleri olan ama bunları aşmak adına güce biat etmekten başka bir yolu yokmuşçasına davranan küt bir eleman bu. Honor of Code denilen kavramdan nasibini alamamış bir dana...


Sul Hwa (Kim Ha Eun ): Üçlüye zorla dahil olmuş olan, dizinin en neşeli görünen karakteri. Neşeli ama acısını gülümsemesinin ardına saklayanlardan. Çocuksuluğu zaman zaman sinir bozsa da samimiyeti ile toparlıyor ortalığı. Dae Gil e yanık bir gariban... Kaderine ağlayıp zırlayan pek çok erkekten daha mert daha dirayetli...



Chun Ji Ho (Sung Dong Il ): Bana kalırsa Sung Dong Il, Chun Ji Ho karakteri altında döktürmüş. Karakter zaten iki yönlü evet ama buna çok büyük bir tat katmış. Kendini Dae Gil in öğretmeni sayan, altındaki elemanları özünde kollayan, ayak tırnaklarıyla önemli bir ilişkisi olan,kötü bir espri anlayışı olan ama buna rağmen sevimli olabilen,  pis, para için herşeyi yaparım diyebilen ama özünde delikanlı bir eleman Chun Ji Ho. Dizi içinde kendisinden hem nefret ettim, hem iğrendim hem de helal olsun, delikanlı adammışsın dedim. Çok başarılı...

Bakan: Dizinin dümbüğü... her türlü pislik bunun başının altından çıkıyor... Yayık ağızlı...

Daha bir sürü karakter var... Jumolar eğlenceli... Kölelerin başkaldırısı ve buna sürüklenişi ilginç bir hikaye. Buna öncü olan o sersem çocukta bir an ters köşeye yatırmıştı beni...hatta ne hayaller kurmaya meğilliydim onun için. zevzeğin önde gideni çıktı... neyse dersini acı verici şekilde aldı...

(Bunu dinleyip gaza gelmemek mümkün mü? Dizi içine harika bir şekilde yerleştirilmiş...)



Dizi öncelikle Dae Gil in hikayesi olarak başlıyor, tarihsel sürece ve politik oyunlara kayıyor. Müzikler harika... Aksiyon sahneleri elle tutulur ve sürükleyici... Slow motionlar ve duruşlar müzikle birleşince etkileyici bir görsellik katmış, diziye katkısı yadsınamaz hatta diziyi göze sokan da bunlar... Ortalarda biraz duraksasam da yine de oldukça  beğendim ben bu diziyi...



4 yorum:

Oh Yoon Joo dedi ki...

Herkesin mutlaka izlemesi gereken bir yapım. Hem görsel olarak hemde hikaye akışı olarak bir çok Kore yapımı diziye siz diziyseniz ben sanat eseriyim arkadaş mesajı veren çok ayrı bir dizi (:

Tawannanna dedi ki...

ahahahahah, Oh Yoon Joo katılmamak elde değil :)

Azkaban Firarisi dedi ki...

gerçekten muhteşem bi yapıydı müziklerinden en ufak detayına kadar... diziyle ilgili yorumumu okumak isterseniz
:
mavisakuralar.blogspot.com

Tawannanna dedi ki...

Göz atarım tabii, teşekkürler

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...