31 Mart 2013 Pazar

SS501 ve No Matter What



No matter What, Andrew Lloyd Webber tarafından yazılmış bir parça ve zamanında Boyzone' un seslendirmesiyle popülerlik kavramının tavanına vura vura bir hal oluyor.

Peki Boyzone ve No Matter What' ın bu blog ile ilişkisi ne?

Bu ilişkiyi kuran SS501 ve onlarında bu parçayı seslendirmeleri.

Uzun lafın kısasını da orta boyunu da bir rafa koyaraktan en güzeli dinleme moduna geçmek diyerek, kıyıya köşeye kaçıyorum.

Boyzone- No Matter What




SS501- No Matter What

30 Mart 2013 Cumartesi

The Phantom Of The Opera: Çince (Mandarin), Japonca ve Korece





Gaston Leroux' un kaleminden çıkan romanı çoğu insan ünlü bir müzikal olarak bilir. İlginçtir ki kitap ve hikaye, yıllarca uyarlandığı film ve müzikallerin gerisinde kalmıştır.

Babası ünlü bir kemancı olan Christine, altı yaşında annesini kaybettikten sonra babasıyla birlikte Paris' e yerleşir. Babası küçüklüğünde Christine' e pek çok hikaye anlatmıştır, bunlardan bir tanesi de müzik meleğiyle ilgilidir. En sevdiği hikaye, ilhamın bir kızı ziyaret edişi ve ona muhteşem bir ses kazandırışıdır. Christine, çocukluk arkadaşı Raoul ile tekrar karşılaşır. Christine bu esnada Paris Opera Korosunda şarkı söylemeye  ve kendisiyle konuşan sesi duymaya başlar. İlhamı olduğunu düşündüğü ve kendisini kollayan, müziği öğreten ses aslında bir müzik dahisi olan, binanın yapımcıları içerisinde yer alan ve deforme olmuş yüzü nedeniyle binanın altlarında yaşayan Erik' e aittir. Olaylar devam eder...






1900 lü yıllardan sonra pek çok uyarlaması  olan hikaye  sanırım en büyük patlamasını 1986 yılında İngiltere' de bir müzikal olarak sahneye konmasıyla yaşamıştır. Andrew Lloyd Weber' ın müziklerini bestelediği müzikal İngiltere ve Broadway deki uygulanışları, müzikleri, koreografileri ve altta yatan, kalbe dokunur hikayesiyle önemli sahne ürünlerinden bir tanesi bana kalırsa.

Müzikalde karakter arka planları biraz daha değiştirilmiş olsa da bu hikayeye müzikler ancak bu kadar yakışabilirdi sanırım.

Christine denilince akla ilk gelen isim olan  Sarah Brightman ve Steve Harley' nin o zamanlarki popüler muzik videosu...




Müzikal 2011 yılında 25. senesini kutlamış. bunun şerefine;

The Phantom - Ramin Karimloo
Christine Daaé - Sierra Boggess




Andrew Lloyd Webber: İngiliz besteci olan bu amca, müzikal sahnesine damgasını vurmuş isimlerden bir tanesi ve kim ne derse desin çağımızda yaşayan hem en üretken hem de en nitelikli bestecilerden bir tanesi(bana göre). Çoğu zaman, bestelerini birilerinden çalmakla suçlansa da elemanın imza attığı işler o kadar fazla ki... Özellikle Broadway ve müzikal sahnesi bu eleman olmasa çok ilham kaybederdi diye düşünüyorum ben. Yalnız hala amcanın Eurovizyonda nede  İngiltere' yi temsil eden bir  parça yaptığını anlayamıyorum

Phantom Of The Opera' da ki Christine rolünü o zamanki eşi Sarah Brightman için yazdığı notu da işin magazin kısmı olarak buraya not düşülsün :)

2011 yılında sahnelerdeki 25. yılını kutlayan Phantom Of The Opera (Operadaki Hayalet) dünyada İngilizce sahnelenirken pek çok ülkede müzikali kendi dillerinde sahnelemeyi tercih etmiş. (Tabii ki bildiğim kadarıyla Türkiye bu ülkelerin arasında değil, hatalıysam affola!)

2004 yılında müzikalin bir film uyarlaması daha yapıldı. ( izlemedim) Yönetmenliğini Joel Schumacherin yaptığı film de Lloyd Webber ın da imzası var.

Bu film yine ülkelerde ülkelerin dillerinde dublajlı olarak yayınlandı.

Bu film uyarlamasının kareleri üzerine Kris Philipps ve Zhu Hua' nın kendi dillerinde (Mandarin) "The Phantom Of The Opera" yorumu ki ben bu yorumu çok beğendim. Düşünülebileceğin aksine Çince sırıtmamış ve özellikle Kris Philipss çok başarılı.




Kris Philipps (Fei Xiang) Tayvan doğumlu, baba Amerikan anne Çinli. Başarılı ve tanınmış bir şarkıcı.

Zhu Hua: Çinli pop şarkıcısı

Bu da aynı ikilinin canlı bir versiyonu olsun






Gelelim Korece "The Phantom Of The Opera"..' ya

Young Seok Yoon ve Sophia Kim




Bu da Japoncası...

Phantom: Inoe Yoshio
Christine kim bilmiyorum ama burada zaten performansı kötü o nedenle kim olduğunu arama gereği duymuyorum. Bu arada Japoncası çok eğlenceli değil mi? Japonca dinlemek benim çok hoşuma gidiyor :)



"The Phantom Of The Opera" en çok coverlanan parçalardan bir tanesi. Metal camiasından tutun çeşitli tarzlara kadar. Kendimi bu noktada tutuyorum.

Büyülü, çekici, dokunaklı ve estetik açıdan başarılı bu sahne çalışması ve roman ile ilgili yazılacak pek çok not olmasına rağmen bu yazıda baz aldığım "phantom of the opera" parçası için yazıyı aşağıdaki performanla bitiryorum.

Sarah Brightman & Antonio Banderas



16 Mart 2013 Cumartesi

Go Find a Psychic! : Magare! Spoon




Katsuyuki Motohiro imzası taşıyan 2009 yapımı bu Japon  filminde Masami Nagasawa, Kotora Shiga, Hiroki Miyake gibi isimleri görmek mümkün.

Küçüklüğünden beri doğa üstü olaylara inanmış ve bir yetişkin olduğunda da bu inancını sürdürmeye çalışan Yone aynı zamanda doğaüstü gücü olduğunu iddia eden insanların çıkarıldığı bir programda görev almaktadır. Programa çıkan insanlar çuvalladığı için program bir komedi şovuna dönüşmüştür ama Yone' yi ilgilendiren programın dönüştüğü şeyden ziyade inancının zorlanmasıdır. Sonunda "git bir dolan gerçekten bu tarz yetenekleri olan insanları bul programa getir" diye gönderilir. Böylece bir yolculuğa çıkar.

Bu esnada bir kafede doğa üstü güce sahip fakat hayatlarının bunun bilinmesi nedeniyle berbat olmasını istemeyen bir grup insan yılbaşını kutlamak üzere toplanmıştır. Yoneciğin de yolu buraya düşer...

Film kendi içinde oldukça sade, kendine has gerçekçiliğini de kaybetmiyor ama en güzeli bu sadeliği içinde insanın yüzüne bir gülümseme yerleştirebilmesi.





Şu dünyada çocuk olmak var gerçi, hayatın gerçekçiliği, sıkıcılığı, insanların doğalarını bilmeden ön yargısız şekilde her şeye açık ve meraklı olmak ve her şeye koşulsuzca inanabilmek güzel ve değerli bir yetenek olsa gerek. İnsan büyüdükçe hayat içinde geçmişinden gelen bu hayalleri ve inançları ya da inandığı değerleri kaybolmaya yüz tutuyor ya da zorla kaybettiriliyor çoğu zaman, işte Yone de böyle bir durumdan geçiyor bu öyküde...


Aynı zamanda belki insan çok aradığı belki yarım kalple davrandığı belki de çocukluğun verdiği o saflığı kaybettiği için yanı başındaki değerleri göremeyebiliyor.

Sıcak ve keyfili bir film...

Bu arada müzikler Samurai High School ve Mr. Brain' in bestecisi Yugo Kanno' ya ait.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...