8 Haziran 2014 Pazar

Kaichou wa Maid-sama!: Anime ... anime



İşte bir beyin dağıtan shoujo animeyi daha  bitirmenin verdiği muzafferiyeti ve animenin üzerimde bıraktığı salaklığı taşımaktayım.

Hep diyorum, böyle animeler yapmayın, siz yapıyorsanız ben uzak durayım diye ama sonunda biri ile yollarımız hep kesişiyor ve bir süre beyin devrelerim yaşıma bakmasızın yanıveriyor. Şimdi ben ciddi ciddi ne yazayım bunun üzerine?

26 bölümlük bu animeyi seyretmeyen kalmış mıdır bilemiyorum. Normalde ben hep geriden gelirim ama türünün klişelerini üzerinde taşımasına rağmen izlemesi gayet keyifli ve eğlenceli olan animenin konusu kısaca şöyle.

Bir lise var, önceden erkek lisesiymiş ama sonra kızlar da alınmaya başlamış ama erkek nüfus yoğunluğu hala oldukça fazla. Bu okulda okuyan Misaki Ayuzawa, aileden fakir, gönül olarak zengin, baskın, güçlü, manyak bir aura taşıyan, çok çalışan, çalışmaktan gocunmayan bir hatun kişi olarak bir sene boyunca yememiş içmemiş, kendini güçlendirmiş etmiş ve ikinci senesinde kendini okul başkanı seçtirmiş. Amacı öncelikli olarak okuldaki erkeklere ayar vermek, hayatı onlara zindan etmek, sayısı az olan kız nüfusunu korumak ve okula daha fazla kız öğrenci gelmesini sağlamak. Ki okuldaki erkekleri adam etmekte, okulu nizama sokmakta, kısaca amaçları gereği bir başkan olarak oldukça başarılı bir portre çizmekte kendisi.  Dolayısıyla okulda imajı çok yüksek. (erkek öğrencilerin bakış açısından Ayuzawa' yı izlemek çok keyifli:) )

Kızcağızımızın bir açık noktası var, o da mecburiyetten part-time iş olarak maid kafede çalışıyor olması ki bunu bir devlet sırrı gibi saklamakta. Ta ki, animenin bir diğer kahramanı, okulun en yakışıklısı, en zekisi, en başarılısı, en atletiği kısaca her alanda Ayuzawa yı geçebilen tek kişi olan, umursamaz tavırlarıyla karizmasına karizma katan Usui Takumi' nin  tesadüfen Misaki' nin bir maid olarak bu kafede çalıştığını öğrenmesine kadar... Olaylar bu noktadan itibaren gelişiyor...



(kapanış parçalarından ilki. Heidi. /Yokan)


Mangasını okumadığım için sadece anime üzerinden kendi düşüncelerimi aktaracağım.

Misaki Ayuzawa: Eğlenceli bir insan kendisi. Zaman zaman iyilik yapacağım, insanları koruyacağım saplantısına düşmesi insanın sinirini bozsa da olur o kadar diyerek geçiştiriyorum. Azmi takdir edilesi. Üzerine o kadar iş almasa da olur gerçi ama onun yapısı öyle diyerek bu konuyu da geçiyorum. Bu kızcağız adına üzüldüğüm iki nokta var;

Birincisi okuldaki kızları bu kadar korumaya çalışmasına rağmen, genellikle ortamda yalnız bırakılması. Ne bileyim diğerleri de biraz daha yardımcı olsa sanki buna. Bir de okul konseyine en azından kendi kontenjanında bir iki kız alsa iyi olacak.

İkinci nokta ise kız kardeşi. Bu kadar sinir bozucu ve tek boyutlu bir kız kardeşim olsa çok üzülürdüm herhalde.



Usui Takumi: Yani bu mangayı ve animeyi okuyanların ortak derdi Usui' nin mükemmelliğidir herhalde. Eleman her konuda mükemmel neredeyse. Diyorum işte bu manga-kalara, böyle karakterler yaratmayın, etmeyin, kalıcı hasar bırakma riski yüksek insan beyninde.

Bay mükemmel hakkında çok fazla bir şey yazmaya gerek yok. Misaki son bölümlere doğru değişiyor hafiften ama Usui' de bu değişim net görülmüyor. Misaki' ye olan tepkileri dışında ya da girdiği kıskançlık dalganlanmaları dışında Usui zaten baştan sona kadar maskesini pek çıkarmıyor.

Usui demişken yazayım, delicesine güldüğüm sahnelerden biri;  Yukimura' nın prenses olma saplantısına sahip kız kardeşi  Usui' nin etrafında çemberler çizerek koştururken, Usui' nin kızcağızı sinek gibi kafasından yakalamasıdır.

Mitsuki, aşk meşk konularında kafası az çalışan biri olduğundan, ne Usui' nin ne de sonradan olaylara dahil olan Hinata' nın kendisinden hoşlandığını anlayamaz tabii. Gerçi Misaki olmakta zor yani Usui' nin eziyetlerine falan katlanmak kolay değil.

Hinata sanki biraz hayal kırıklığı oldu. Sen ninjalar gibi ağaçlardan düş ama kolay geri çekil, yemek yemekten başka numaran olmasın. Usui vs Hinata arasındaki köpekler on numaradır tabii ki.



Animenin içindeki yan karakterlerde bir o kadar eğlenceli. Şu meşhur üçlü, eğlenceye eğlence katıyor. Animenin olmazsa olmazı bunlar. Shiroyan' ın ortaokul geyiği bile eğlenceliydi. (değişime gel!) Yukimura ile Kanou, Sakura ile diğer kız, diğer lisenin vokali falan hepsini izlemesi oldukça keyifli.

Mangasını okumaya yüreğim dayanmaz muhtemelen ama anime tadında tuzunda, kafa dağıtmak için, başka bir boyuta geçmek için, Usui gibi insanlar nerede diye sormak için izlenebilir.

Bu arada iyi ki Türk anneleri böyle animeleri izlemiyor. Yoksa kızını evlendirmek için yolda, pazardan, marketten aldığı meyve poşetlerini patlatıp, yola saçılan meyveleri toplayan gençleri iyi birer damat adayı olarak değerlendirip eve yemeğe davet eden anneler görür, cinnet geçiren kızların haberlerini gazetelerin üçüncü sayfalarında okurduk.

Neyse işte anime bitti, gerçek dünyaya döndük.

Bu arada ben neden hala bu animeye Kaichou wa mama said diyorum?



(Diğer kapanış parçası Heidi. /Loop)

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...