29 Şubat 2016 Pazartesi

HEAT: J- Drama




Bu Japon dizilerine bayılıyorum. 9 ya da 10 bölümde işi bağlıyor, öyle uzatıp süründürmeden işi bitiriyorlar. HEAT bu 9 bölümlük dizilerden, 2015 yapımı. Akira, Masana Bokuzo ,Kuriyama Chiaki , Inagaki Goro , Sato Ruyuta dizide yer alanlardan bazıları.

Ikegami Tatsuya ( Akira) bir emlak şirketinde çalışıyor. Şirket olarak işleri kentsel dönüşüm alanlarını belirleyip arsaları satın almak sonrasında  bina ( ya da planlanmış projeyi) dikmek ve satmak. Tatsuya, işini çok ciddiye alan, kariyeri için yaşayan, kendi çapında bir hayat standardı tutturmuş tiplerden. İş hayatında bu tipleri pek sevmem. Jilet gibi takım elbise, cilalı ayakkabılar, duruş falan derken üzerinden güven akan, iş içi her şeyi yaparım diyen bir karakter. Şimdi şirkette rekabet var, herkes birbirinin kuyusunu kazmaya çalışıyor. Tatsuya  da bundan nasibini alıp yeni projesini rakibi Hamada' ya kaptırıyor. Sonrasında ne yapsam derken şirketin eskiden el attığı ama yaşayanlarla anlaşamadığı bir bölge olan Sachion yeniden yapılandırma projesini kapıp koşuyor patronun yanına. Bunların patron enteresan bir tip. Güller, çay ve papyon üçlüsü içinde yaşıyor. Hayatını suratsız bir ifade ile devam ettirip ara sıra ortaya aforizmalar döküyor. Aslında korkutucu. Patron, patron olduğu için ikisine de yani hem Akira hem de Hamada kardeşe diyor ki; "hadi başlayın bakalım. Şu tarihe kadar hanginiz daha fazla toprak alırsanız vatandaşlardan projeyi ona vereceğim".



Tatsuya' nın Sachion' daki hikayesi böyle başlıyor. Artık oranın yerlisi olmuş ve birbiri ile kaynaşmış insanların içine girmek, yaşlıların yoğun olduğu bölgede onların direncini kırmak ya da bilgi toplamak zor olacağından Tatsuya kardeş işim için her şey mübahtır diyerek bir şekilde bölgenin gönüllü itfaiye birliğine katılıyor ve gönüllü itfaiyeci oluyor. Kendi ikametgahını buraya almayı ve sahte bir şirket açmayı falan da ihmal etmiyor kurt!  6-7 üyesi olan bu birlik ev hanımından, oto tamirciye, ayakkabı satıcısından üniversite öğrencisine kadar geniş bir meslek yelpazesini kendi bürosunda eritiyor. Bölge halkına yardım etmeyi, korumayı, afet hazırlıkları, yangın esnasında itfaiyeye yardımı benimsemişler. Tatsuya  bunun bir parçası olmak bir yandan da buradan aldığı bilgiler ve bağlantılarla kendi projesini tamamlamak zorunda kalıyor.

HEAT' in muhteşem bir kurgusu yok. Rastlantısallık üzerine dayalı bir gidişat var yani artık hiç bir çıkış yolu kalmamışken bir yangın çıkıyor işler düzeliyor gibi. Buna rağmen  kafasını fazla yormayacak, sıcak ve eğlenceli bir dizi izlemek izleyenler için uygun bir tercih olacaktır.


Tatsuya' dan bahsettim. Şimdi dizide bir de İtfaiye Şefi Goda var. Bunlar ilk bölümde karşılaşıyorlar. Zamanla Tatsuya değişirken Goda pek bir değişim göstermiyor. Bu ikisinin arasında gizli bir aşk var zaten... Şaka şaka, tatlı bir çekişme bir çeşit bromance diyelim. Goda, dizide olması gereken bir karakter evet ama Sato Ryuta' nın buradaki performansı çok kötü. Dur, replik söyle, bak tarzı.
Gönüllü birliğinin kaptanı olan Sakura iyi hoş ama çok sabit bir karakter. Kuruyama Chiaki' nin performansı da eh işte. Geriye kalan ekip işi daha iyi götürüyor. Bunun dışında bir Sasaki ya da Hamada da iyidir.

İşte Tatsuya' nın yeni bir yerde, gönüllü olarak çalışırken kolunu pelikan ısırmasından tutun, alzheimerlı kadının kendisini kocası sanmasından, yangında ölümden dönmesinden, üniversite öğrencisine tavsiye vermesine, yaltaklanmaya çalıştığı belediye başkanını kenara itmesinin ardından kendi patronuna kafa tutmasına kadar uzanan hikayesini 9 bölümde izliyorsunuz.

Gerisi spoiler olabilir ama eklemeden geçemeyeğim;


Yani Tatsuya kardeşimi ciddi takdir ettim. Bu Goda ile olan kapışmalarının etkisi ile de olsa proje yöneticiliğinden itfaiyeciliğe olan kariyer dönüşümünü takdir ettim.

Dizinin kapanış parçası; Be Brave / EXILE ATSUSHI + AI



8 Şubat 2016 Pazartesi

Saving Mr. Wu: Bir Film



İsmi gördüğünüz ilk anda sizin de aklınıza Saving Private Ryan  (Er Ryan' ı Kurtarmak) geliyor mu? Benim geliyor. Sonrasında Çin filmi oluşuna dayanarak Saving General Yang da geliyor aklıma fakat filmin bu ikisi ile ortak bir yanı yok.


2015 Çin yapımı olan filmin senarist ve yönetmeni Ding Sheng. Filmde Andy Lau, Liu Ye , Lam Suet gibi isimler yer alıyor. Polisiye bir tarzı olmak ile birlikte aslında 2004 yılında gerçekleşen gerçek bir olaya dayanıyor film bu nedenle hafif bir belgesel yönü
 var sayılır.

Beijing'de geçen film, ünlü bir aktörün bir çete tarafından kaçırılmasını, aktör ve kendisinden daha önce kaçırılmış olan elemanın çetenin manyağımsı lideri ile mücadelesini ve bu sırada polislerin olayı çözme çabasını anlatıyor. Film 2004 yılında kaçırılan Wu Rufou' nun hikayesini anlatıyor aslında. Filmin sonunda gerçek olayın görüntülerini de izleyebiliyorsunuz.


Hızlı akan bir film. Müthiş bir aksiyon yok hatta araya serpiştirilen hayali aksiyon sahneleri rahatsız edici bence. Neyse ki fazla uzatmamışlar bunu. Kurgu ya da olay örgüsünün ele alınışı iyi sayılır. Oyunculuklar fena değil. Andy Lau ön plana çıkarılmış yani en fazla onun karakterinin derinliğine inebiliyoruz. Lider Zhang karakteri dahi fazla ince işlenmemiş. Bunların dışındaki karakterlerin derinlemesine ele alınışını beklemeyin. Polis işini yapıyor işte.

Ortalama bir film ancak rahat izleniyor ve akıcı. Zaman geçirmek için ideal.

Filmin tema parçası;

1 Şubat 2016 Pazartesi

One Punch Man: Çok Güçlüyüm, Çok Dertliyim



2015' in en çok konuşulan animelerinden bir tanesi olabilir 12 bölümlük One Punch Man. Bu yazıda da amacım önce şöyle net üzerindeymiş sonra el atılmış şöyle olmuş sonra da animesi gelmiş gibi detaylar vermek değil. Zaten sağır sultan bile duymuştur One Punch Man ve Saitama' yı.

12 bölümü  biriktirdikten sonra başladım izlemeye. O zamana kadar zaten kendisine düzülen methiyeleri fark etmiştim. Öyle hönkürerek güldüğüm falan olmadı animeyi izlerken ama izlerken eğlendim, çizimler güzel olmuş, müzikler iyi. Kafayı falan yormuyor yani abartıldığı kadar olmasa da oldukça iyi bir yapım olmuş.


E bir de Saitama var tabii. Saitama' yı sevmemek mümkün değil o yapımın ve dünyanın içinde. Her ne kadar bu benden falan desem de bir noktada ayrı düştük kendisiyle. Hani şu kel kafalı bir çete ve liderleri var ya, hah orada. Şimdi bu eleman ( adı Hammerhead' di sanırım) iş hayatına veryansın edip, ortalığı dağıtmaya karar veriyordu. İş hayatından, ofis köleliğinden hatta paralı kölelikten ve kurulmuş o sinir bozucu düzenden  sonuna kadar nefret eden ben, bu Hammerhead' in çektiği nutuklar ve savurduğu cümleler karşısında etkilendim. Tam bir coşkunlukla gaza geliyordum ki Saitama üstat ne yaptı? Ölgün bakışları ve her zamanki ruhsuzluğuyla tehdidin başka bir yönünü görerek "bunlar  kel, ben de kelim. Benim imajıma zarar verecekler" diyerek bu adamlara daldı. Sonra ne oldu? Bu isyankar Hammerhead efendi, canti takımları çekip, iş görüşmelerine gitmeye, nefret ettiği o sistem ile barış çalışmaları yapmaya başladı. İşte bu olay üzerine Saitama Reis' e saygım bir kat daha arttı ve  kendisinin bilgelik seviyesine ulaşamadığımı fark ederek, "tamam ya aynı kafadayız "söylemimden vaz geçtim :P

Saitama dışındaki karakterler de eğlenceli ve ilgi çekici. Eh, JAM Project' in The Hero' sunu da es geçemiyorum doğal olarak.



Devamı gelse de izlesek...

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...