29 Ocak 2017 Pazar

TERRA FORMARS BUGS 2 - HEN: OVA ve LIVE ACTION MOVIE




BUGS 2 -HEN OVA (Anime)




Terra Formars' ın iki bölümlük OVA' sı Bugs 2-Hen,  adı üzerinde Bugs2 ekibinin Mars hikayesini anlatıyor. Bu Bugs 2 ekibi kim? Birinci  ve ikinci sezonda izlediğimiz kaptan Shoukichi Komachi (Hidenobu Kiuchi ) ve Japonya başkanı Hiruma Ichirou' nun  (Tomakazu Sugita) içinde yer aldığı ekip.



Terra Formars' ın mangasını takip etmiyorum ancak birinci sezonu ile beni kendine bağlamıştı. Ardından gelen ikinci sezon, ilk sezonun o sevdiğim atmosfer ve havasından uzak olması dolayısıyla hayal kırıklığı sayılırdı.



Bugs 2 ekibi, birinci sezonda Mars' a giden ekibin bir öncesi. Bugs 2' den önce ilk kez Mars' a gönderilen bir ekip daha var, hepsi bilim adamı fakat talihsizler çünkü böceklerin geldiği noktayı bilmiyorlar ve hepsi pert oluyor.


Bunun üzerine, proje sahipleri diyor ki parlak zekaları öldürtmeyelim, bunlar bize lazım, sokaktaki suçlulardan ekibi toplayalım. Bir de para karşılığı hayatta kalma riski az olan ameliyatlara sokalım ve DNA'larında böceksi değişimler yaparak kendilerine, eğer ameliyat nedeniyle ölmezlerse, savunma yeteneği kazandıralım.


Bu nedenle Bugs 2 ekibinin hepsi,  teröristinden katiline uzanan geniş bir yelpaze, toplumdan bir şekilde dışlanmış suçlulardan oluşuyor. Tabii ki, birinci ve ikinci sezonda da görülebileceği üzere  en büyük suç parasızlık! Bugs 2 ekibindeki diğer tanıdık bir sima ise ekibin komutanı. Bu ekibin komutanı Michelle' in babası Donatello K. Davis (Rikiya Koyama).


Ekip Mars' a iner, ameliyat falan olmuşlardır ama neyle karşılaşacaklarını kimse bunlara söylememiştir, o yüzden hafif bir şok yaşarlar. Olaylar gelişir... (Hadi, izlemeyenler için yazmayayım)






2 bölümlük OVA' yı beğendim ben.  Atmosfer ve gelişim olarak ilk sezona daha yakın. İşleyiş ve aksiyon iyi gidiyor.





Shoukichi' nin daha o zamanlarda bir gönül insanı olduğunu görüyor izleyen. Bunun dışında bu bölümde en üzücü, vurucu kısım Thien' e ait bana kalırsa. Bugs 2 -hen' i hem hikayenin geçmişine ait bilgileri oturtmak hem de Terra Formars Revenge' den sonra oluşan bir hayal kırıklığınız varsa, bunu gidermek için izleyin. (Gerçi benim izleme sıram bu şekildeydi, belki çoğu kişi çoktan izlemiştir.)








LIVE ACTION



Bu boş satırlara öncelikle şu şekilde seslenmek  istiyorum; Neden? Neden Terra Formars live action? Neden bu işler? Ben dahi bunu diyorsam, Terra Formars' ın anime ve mangası hakkında bilgisi veya fikri olmayanlar neler der acaba?



2016 yapımı Terra Formars' ın yönetmeni Takashi Miike. Film, Bugs 2- hen' i baz alıyor. Ova 'yı - bir kısım değişiklikle - film haline getirmişler. Benim için tesadüf oldu çünkü filmin ova' yı temel alacağını tahmin etmemiştim. Filmde nereden başlatıp nereye kadar uzattılar acaba diye işi gücü bırakmış düşünüyordum. Ova' yı da yeni izlemiş sayılırdım, bir akşam dayanamadım filmi açıp izlemeye başladım. Aslında ne ile karşılaşacağımı az çok tahmin ediyordum ( konudan bahsetmiyorum bu noktada) ama çaktırmıyordum. Hatta film bitene kadar kendime de çaktırmadım, çok başarılıydım.



Filmin kadrosunda Hideaki Ito, Emi Takei, Tomohisa Yamashita, Takayuki Yamada, Shun Oguri , Kenichi Takito  gibi isimler yer alıyor.



Şimdi tamam yönetmen Takashi Miike, tam O' na göre malzeme. Kendisinin tarzını, kullanmayı sevdiği öğeleri, filmi kafasında nasıl canlandırdığını ya da neler kullandığını, nasıl oyunculuk istediğini falan da bilip bunlara da tamam diyorum ama.... (ya aslında şu böcekler ellerine silah alıyorlar ya orası tam bana göre ^^)






Diyebilirim ki filmin en güzel yanı masada oturup hep birlikte bu dünyada ve zamanda parasız olmanın en büyük suç olduğu konusunda hem fikir olmalarıydı. Bu da rüzgar gibi geçti zaten. OVA' nın filme göre daha gerçekçi ve daha çarpıcı olduğunu belirtmeliyim ve filmde bazı şeyler fazla abartılmış. Tercih vs.. tamam ama bu yöneylem olayları kopup götürmüş.



Oyunculuk için ne desem ki? Tüm koşullara ve duruşuna karşı yine de bir gönül insanı olan Shokichi, filmde bir tepkisizlik ya da zoraki tepki abidesi olmuş.


Burada en sevdiğim karakterlerden biri olan Thien ( Jin yapmışlar bunu) ve arka planı  heba olup gitmiş.


Ko Honda,  tavır olarak Alexander Gustav Nevton' a kaymış. Oguri Shun bir şeyler yapmış, eh  hadi diyelim bir renk getirmeye çalışmış.


Mesela God Lee' nin bir şok etkisi yaratması lazım ama hiçbir şey birbirini tutmayınca, her şey havada kalmış.


Amaç, tercihler ve isteklere bağlı olarak  bağımsız bir ürün ortaya koymaksa o zaman neden Terra Formars? Hele bir final sahnesi var ki...  Nanao' nun geldiği işte o an kapatsam mı acaba diye düşündüm sonra tavana baktım bir süre, akabinde acıktığımı fark edip ne yesem diye düşündüm, elime telefonumu aldım biraz oynadım. Geçen sürede sahne bitmişti bir şekilde.





Efektlere gelirsek, böcekler fena değildi aslında, hareket etmedikleri sürece. Hatta sempatik bile buldum niyeyse. Ama hareketler olmamış. Efektler bazı aksiyon sahnelerinde  göze hoş gelmiyor ama beğeniye bağlı olarak göz ardı edilebilir.



Kötü diyemiyorum, bir şekilde tutarsızlık içinde tutarlılık var gibi ya da ben Terra Formars' ı sevdiğim için objektif bakmak istemiyorum. Buna rağmen diyebileceğim şu, neden yani Terra Formars?  Bu enerji, bu emek başka yere harcansaymış keşke.


Terra Formars ile ilgisi olmayanların filmi izlerken yaşayıp hissedeceklerini merak ediyorum aslında hahaha. Yine de ilginiz varsa animeyi izleyin. Mangayı okuyun diyeceğim ama ben kendim de okumuyorum ancak sanırım özellikle Terra Formars Revenge' den sonra mangaya başlamam gerekecek?



25 Ocak 2017 Çarşamba

Missing Noir M: Kore Dizisi






Missing Noir M, 2015 yapımı, polisiye/gerilim tarzında bir  Kore dizisi. İzlememin üzerinden çok  zaman geçti. Bu kadar süre sonra neden üzerine bir şeyler karalamak istedim, ben de bilmiyorum.


Bu dizi bana Paul-Muad-Dib' in önerisi idi (O' nun yazısına buradan ulaşabilirsiniz). O dönem, Missing Noir M' i de tamamlayarak kendimce bir üçleme yapmıştım. Üçleme dediysem üçünün de içinde polisiye öğe barındırmasından daha ziyade önemli olan ortak noktaları üçünü üst üste izlememiş  olmamdı.


Doğal olarak sıralamam şöyle oldu;

You're All Surrounded <  Bad Guys < Missing Noir M




Missing Noir M' i böyle bir üçleme içine almış olmam yanlış anlaşılmasın. Dediğim gibi bunun nedeni üçünü üst üste izlemiş olmamdan kaynaklanıyor. Yoksa 10 bölümlük Missing Noir M, polisiye olması bir yana, (istisnalar hariç, çoğunlukla) alışılagelmiş cicili bicili, eğlenceli, ne olursa olsun aydınlık tona sahip Kore dizilerinden daha farklı. Kendi içinde yine bir mizah barındırıyor ama bunun biraz daha ötesi var.



3 adet  ana karakter var. Bunlar kayıpları bulmak üzere bir ekip oluşturacaklar.


Gil Soo-Hyun (Kim Kang Woo ) Bir dahi, 14 yaşında falan üniversiteyi bitiriyor. Nasa'da çalışacak ama sonra FBI' ya geçiyor. Daha sonra çeşitli nedenlerden ötürü Kore' ye geri dönüyor. IQ tavan ancak genellikle zeki karakter egosu ve kendini beğenmişliğinden bir nebze daha uzak bir profil çiziyor. Belli sorunları var, bu  belli. Bunların bir kısmı ilerleyen bölümler sırasında yüzeye çıkacak.



Oh Dae Young (Park Hee-Soon ) Yıllarını polis teşkilatında geçirmiş, sokakları çözmüş, becerikli bir polis. İnsancıllığı hissediliyor.



Jin Seo Joon ( Jo Bo Ah) - Ekibe teknik destek sağlayan kişi, grubun hackerı.



Dizide sadece bu üçünün değil ancak yardımcı oyuncularında performansları da iyi. Bu durum bana kalırsa diziye akışkanlık ve inandırıcılık kazandırıyor. Örneğin ilk bölümlerde karşımıza çıkan Lee Jung Su yani Kang Ha- Neul . Bir yerden tanıdık geliyor diyordum, Monstar'danmış.





İçimden bir ses bu dizinin biraz hakkının yendiğini ve yeterli ilgiyi görmediğini söylüyor oysaki oldukça başarılı bir yapım. 



Missing Noir M, polisiye ekseninde dönen ancak aslında insanın doğasını anlatan bir dizi bana kalırsa. İyiyle kötü, toplumla ile birey, güçlü ile güçsüz, suçlu ile mağdur, aydınlık ile karanlık arasındaki çizginin üzerinde zarifçe dans ediyor. En önemlisi kendi algımız ile başkalarının algısı arasındaki o bölgede buz pateni yapıyor.



Olumsuz yanı ne? 10 bölüm çabuk bitti. Karakterler evet yeterince açılıyorlar ama bir kısım detaylar henüz tam ortaya çıkmadı  sanki. Bunun ötesinde son  bölümde etkiledi, çarptı ama, eee peki ya gerisi? (Tatminsiz izleyici serzenişi ^^)



İzleyecek dizi arıyorsanız, şans verin, hatta bence mutlaka göz atın. Ayrıca ikinci sezon lütfen...




22 Ocak 2017 Pazar

2017 KLASİK KİTAP OKUMA MARATONU



 (Görsel Okuyan Muggle' a ait)



Bu maratonu  ilk kez Hayata Dair Her Şey' de gördüm. Fikir Okuyan Muggle bloğunun sahibine ait. Yazıyı okuduktan sonra bir süre düşündüm zira hem fikir hoşuma gitmiş hem de bir an heveslenmiştim.



Maratonlara ya da benzer aktivitelere şimdiye kadar katılmadım, listeleme yapmaktan da hoşlanmadığımı bir kısım biliyor. Her ne kadar bu blog içinde zaman zaman kitap yorumlarına yer versem de esasen kitap yorumu yapmaktan biraz çekiniyorum. Eh,  zaten Tawannanna bir kitap bloğu değil.



Ama, dediğim gibi bu fikir çok hoşuma gitti. Her şeyden önce klasiklerin okunacak olmasını tatlı buldum. Katılmaya karar vermemin diğer bir nedeni de bu sayede aradan kaçırdığım ya da beklettiğim bazı klasikleri elime alacak motivasyon sağlayabilecek olmasıydı. Okuyacak bir sürü kitap arasında genellikle bunları ertelemeyi seçtiğim doğrudur ^^. Kendi adıma en önemli nokta ise Türk Klasikleri konusundaki eksiğimi biraz daha kapatmama yardımcı olabilecek olması. ( Bu eksikliğin doğal olarak bazı sebepleri var, onlara ilerleyen yazılarda değineceğim ^^)



Ayrıca, liste yapan diğer blog sahiplerinin yorumlarını okumanın  keyifli ve unuttuklarımı hatırlamama hatta gelen ani şevklerle tekrar bunları ele alacak olmama neden olacağını düşündüm.


Böylece ben de bu maratona, bir istisna yaparak, katılmaya karar verdim. Zevkli ve keyifli olacağını düşünüyorum.



Bu maraton için şeker bir liste yaptım hemen kendime. İşte şu şekilde;


Yerli   Eserler:

Anayurt Oteli - Yusuf Atılgan

Kuyucaklı Yusuf - Sabahattin Ali

Kitab' ül Hiyel - İhsan Oktay Anar (burada)

Galiz Kahraman - İhsan Oktay Anar

Gulyabani- Hüseyin Rahmi Gürpınar (burada)



Yabancı Eserler:

Satranç - Stefan Zweig (burada)

Müfettiş -  Gogol   (burada)

Beyaz Gemi - Cengiz Aytmatov 

Don Hikayeleri - Solohov

Oblomov - Ivan Gonçarov

Cennetin Doğuşu- John Steinbeck

Beş Paralık  Roman- Bertolt Brecht (burada)

Ölümcül Yumurtalar -Mihail Bulgakov (burada)

Fındıkkıran ile Fare Kral - E.T.A Hoffman

Zadig - Voltaire  (burada)



Bunlar içerisinde yer alan Müfettiş ve Oblomov,  yıllar önce, üniversite zamanlarımda okuduğum eserlerdi ancak ne zamandan beri tekrar okumayı istiyordum. Sırf bu nedenden dolayı kütüphanemde kolayca görebileceğim yerlere almıştım onları. Bu listeyi hazırlarken, "Bizi de dahil et" dercesine sürekli göz kırptılar. Sonucunda dayanamayıp listeye dahil ettim onları, sanırım bir sakıncası yoktur.


Sürekli kafasına göre takılan, listelerden kaçınan biri olarak bakalım liste ile imtihanım nasıl olacak ^^

Bu arada maraton herkese açık, dileyen herkes listesini hazırlayıp katılabiliyor. Maratonun tek kuralı her ay listedeki kitaplardan birini yorumlamak.






19 Ocak 2017 Perşembe

Fukigen Na Mononokean: Anime




Fukigen na Mononokean bana kalırsa 2016' nın kendi halindeki animelerinden bir tanesi. 13 bölümlük bir anime olan Fukigen na Mononokean, neredeyse bir oturuşta izlenebilecek, izleyeni derde tasaya boğmayan, bir çeşit rahatlık veren bir anime.



İtiraf etmem lazım ki beni animeye en fazla bağlayan nokta açılış parçası oldu. Öyle pek ahım şahım bir parça olmasa bile  The Super Ball' ın Tomodachi Meter' i kulaklarıma pek şirin geldi.





Ashiya Hanae, liseye başlayacak olmanın heyecanını yaşarken kendisine yapışan bir yokai' ın da tetiklemesi ile birlikte yokaileri görmeye başlar. Bu esnada Abeno Haruitsuki ile tanışır. Şansa bakın ki Abeno ile sınıf arkadaşıdırlar. Bu şekilde Hanae bu farklı dünya ile tanışmaya başlar.

Hemen "en"lerime geçiyorum.



Animenin en sevimlisi

Yahiko




Animenin en şaşkını 

Ashiya Hanae (Kaji Yuki )






Animenin en sarışını

Abeno Haruitsuki (Maeno Tomoaki)

Ayrıca bu tondaki göz renklerini de seviyorum sanırım ^^



Animenin en taşı

Rippou ( Junichi Suwabe )







15 Ocak 2017 Pazar

Bungou Stray Dogs (Anime): 1. Sezon




2016 animelerinden Bungou Stray Dogs' a beklentim olmadan başlamıştım. Kafka Asagiri' nin mangasından uyarlama bu anime bir çırpıda bitirilecek bir yapım olmuş. Her zaman olduğu gibi manga hakkında bir bilgim yok. Anime açısından bakarsak bu konuda hiç bir şikayetim yok. Belki de ben sıkıntıdan kusacak durumda olduğum bir zaman denk getirdiğim için keyif alarak izledim. Çerezlik bir anime zaten.


Özel güçleri olan insanların etrafında dönen animede, bu insanların çoğu ya mafyaya dahil oluyor ya da dedektiflik acentesine. Atsushi Nakajima' da yetimhaneden kovulduktan sonra tanıştığı iki dedektif sayesinde dedektiflik kariyerine başlayarak bu dünyaya giriş yapıyor.

Açılış parçası GRANRODEO' dan "Thrash Candy" . Güzel parça.





Seslendirme kadrosu güzel, bu da Bungou Stray Dogs' un artı özelliklerinden bir tanesi. Bir tek Naomi' nin (Omigawa Chiaki) sesi kulaklarımı tırmaladı. Onun dışındakileri huşu içinde dinledim.


Animenin tatlı bir özelliği daha var. Karakterlerin çoğunun isimleri gerçek yazarlardan ya da bu yazarların eserlerindeki karakterlerden geliyor. İzlerken bir iki tanesini yakalamıştım ama emin değildim. Doğruymuş.





Atsushi Nakajima: (Uemura Yuto ) Adını Japon yazardan alan animenin ana karakteri. Eğlenceli bir karakter.




Dazai Osamu: (Mamoru Miyano) Muhtemelen animenin en eğlenceli yeri geldiğinde en cool karakteri. Mamoru Miyano' nun  katkısı büyük. İzlerken eğlendim.


Diğer taraftan Osamu Dazai, Japon Edebiyatının önde gelen kurgu yazarlarından. Pek çok kez intiharı deneyen yazar sonunda başarılı oluyor. Önemli eserlerinden biri olan Ningen Shikkaku, İngilizce haliyle No Longer Human aynı zamanda -yanlış hatırlamyorsam - animedeki Dazai' nin gücünün adı. Kitap İnsanlığımı Yitirirken adıyla Türkçe haliyle de bulunabilir.






Doppo Kunikida ( Hosoya Yoshimasa ) Dazai' nin ortağı, idealler insanı. Dazai ile iyi ve eğlenceli bir ikili oluşturduklarını kabul etmek lazım. İdealler konusunda zaman zaman sıkıntı verici olsa da izlemesi keyifli bir karakter. Hosoya Yoshimasa' nın  da etkisi büyük.

Öte yandan Doppo Kunikida, naturalizm bayrağı taşıyan Meiji dönemi yazar ve şairlerinden.





Ranpo Edogawa (Kamiya Hiroshi ) Büronun eksantirik dedektifi. Sağolsun,  Kamiya Hiroshi   de dinliyoruz sayesinde. Polisin çözemediği cinayet ve kaçırılma olaylarının uzmanı.


Edogawa Ranpo,  Japon Edebiyatında gizem-kurgu tarzının önde gelen yazarlarından ve bir eleştirmen. İsimde  Edgar Allan Poe çağrışımı var diye bir kanal açılmıştı beynimde izlerken ama saçmalama Tawannanna  diye o kanalı kapatmıştım ki aslında açılan kanal kendince haklıymış zira yazar, bir Edgar Allan Poe hayranı olarak kullandığı bu isimde O'ndan esinlenmiş. Gerçek ismi Hirai Tarou.


Ranpo karakteri klasik bir detektif profili gösteriyor, giyim tarzı da dahil olmak üzere. Piposu da olsa tam Sherlock Holmes diyeceksiniz ki yazar aynı zaman da Sir Arthur Conan Doyle' dan da esinlenmiş hayatı boyunca. Bu şekilde Ranpo karakteri de oturmuş oluyor.


Bu böyle devam ediyor...  Gelelim mafya ekibine;



Ryunosuke Akutagawa (Kensho Ono) İlk anlarda mafyanın en tehlikeli üyesi olarak tanıtıldı. Kensho Ono  ile de keyifli olmuş.


Özellikle hikaye/öykü alanında önemli bir yazar olan Ryunosuke Akutagawa' nın eserlerini Türkçe olarak bulmak mümkün. Adına ödül de verilen yazarın Rashomon ve Kappa' sı Türkçe olarak bulunuyor. Rashomon aynı zaman da animede Akutagawa' nın gücü.






Chuya Nakahara ( Taniyama Kishou ) Akutagawa her ne kadar karizmatik olsa da bölümler ilerledikçe atarlı ergen modunun öne çıkmasından mütevellit mafya ekibinde en sevdiğim karakter Nakahara oldu. Ayrıca moda anlayışını da takdir ettim ancak bunun daha derin bir göndermesi var doğal olarak.


Chuya Nakahara ayn zamanda Japon edebiyatında adı geçen önemli şairlerden biri.


The Gulid ekibinde ise görülen iki kişi var fakat 2. sezonda değinmek daha iyi olur bunlara.


Haydi bakalım  2. sezon gelsin...

10 Ocak 2017 Salı

Bir 2016 Değerlendirmesi






Şaka maka 2017 geldi. 21. yy.' da yıllar hızla ilerlerken mümkün olsaydı 60'ların, 70'lerin bilim-kurgu yazarlarına hissiyatlarını sormak isterdim. Gerçi, bu yazarları çok takdir ediyorum.


Yeni bir yıla girerken  2017' nin hepinizin dileklerinin gerçekleşeceği bir yıl olmasını dilerim.
2017' nin bu ilk yazısında, Tawannanna 2016 yılında ne yapmış bir bakmak istedim. Klasik şekilde sadece en fazla okunan ve en az okunan yazıları ele alacağım, hem de iki ay (doğum günü) içinde şuradaki sıralamada bir  değişiklik var mı, ona bir göz atacağım.


2016 yılının en çok okunan yazıları:


1- Dragon Blade: Bir Film ve İpek Yolu

Yerini  kaptırmamış.

2- Ouroboros: J Drama

Bu Japon dizisine bir göz atın derim.

3 -  Kitap - Birim 701: Rüzgarı dinleyenler (Mai Jia)

Mai Jia'nın kitabı hakkındaki yorumlarım.


4- Akagami no Shirayukihime (Anime) Kırmızı Saçlı Pamuk Prenses ( Birinci Sezon) 

Hoş bir anime...


5 - Legend of Qin (Qin's Moon):C Drama - İlk 10 Bölüm


Dizisinden ziyade animesini izleyen varsa bana haber etsin.





2016 yılında Tawannanna'da en az okunan yazılar:

1 - JRock Favori 15: İlk 3 Ay (3 )


Serinin sonu diye dışlanmış :P


2 -Ushio to Tora (2015): Anime


 3 - Servamp

Aslında şirin bir anime

4 - Futbol Adası: Turnuva (1)

:((

5 - Heat:  J Drama

Bunu da pek izleyen yok sanırım






Hazır el atmışken, bir önceki seneye de tekrar bakayım ve 2016' nın başındaki şu durum ile bir fark var mı göreyim dedim.


2016' nın son günlerinde 2015' in en çok okunan yazıları şöyle çıktı:


1  Saiunkoku Monogatari  2: (İkinci Sezon) Bir Anime


2015 yazıları içerisinde zirveye yerleşmiş.


2 - Kuroko no Basket : İlk İki Sezon


Bir yıl sonra kendi dönemi içinde bir basamak gerilemiş.

3 - Haikyuu !! Voleybol ve Anime  
       
Aynen olduğu yerde.

4 - Kuroko no Basket 3  Üçüncü Sezon

Aynı olduğu yerde.

5  -  Küçük Bey (Botchan) Soseki Natsume

Atak yaparak Space Battleship Yamato 2199' un önüne geçerek, konu beşe girmiş.


2015' in en az okunan yazıları:


1  Çince Müzik  2015 En İyi 20 (2)   


Bu garibim geçen sene bu listede değilmiş ancak bir sene içerisinde 2015' in en az okunanlarına zirveden giriş yapmış. Büyük başarı ya da büyük bir yerinde sayma.

2  East Meets West

3 Digimon Butter- fly 

Geçen sene de bu listede 5. sırada yer alıyormuş

4  Çiçekler Neden Bu Kadar Kırmızı ?

:((( Geçen sene bu listede değilmiş.

5  Cold Eyes  Kore Filmi

Bu da bu listenin yenilerinden.

Demek ki en az okunanlar listesi köklü bir değişiklik geçirmiş.

Eveeet, bu yılın başlangıç geyiği bu kadar....


Umarım 2017 herkese sağlık, iyilik, güzellik ve huzur getirir. (Mümkünse!!)






LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...