23 Şubat 2017 Perşembe

MİM - AKLIMDA DELİ SORULAR





Saliha beni mimlemiş. Teşekkür ediyorum :))

Mimi başlatan ise Bir Küçük Elif Meselesi bloğunun sahibi Elif' miş. Onun da ellerine sağlık. ^^

Öyleyse hemen başlıyorum.


1- Almaktan asla vazgeçemeyeceğin bir şey var mı?

Normalde alış veriş yapmaya üşenen biriyim, mümkün olduğu kadar uzak duruyorum ancak zaman zaman bana bir tüketim çılgınlığı geldiği doğrudur. Bunun dışında almaktan en büyük keyif aldığım ve vazgeçemeyeceğim şey kitaplardır sanırım. Severim kitapları, satın alması da zevkli, okuması da zevkli.


 2- Büyük kocaman bir acı hissettiniz mi ?

Evet, bu soruyu sadece evet diyerek geçeceğim. Umarım bir benzerini daha uzun süre tekrar yaşamam, kimse yaşamaz.


3- Altın günlerine dair korkunç bir anın var mı ?

Altın günlerine çok maruz kalmadım ama kaldığım tek bir seferi  bile travma yaşamama yetti. Yemekler, çeşitler güzel ancak kadınların birden müzikle dansa geçme kısmını, müzik eşliğinde kendilerinden geçmesini bir kenarda nasıl hayretle izlediğimi hatırlıyorum. Yani içlerinden  hört diye başka bir karakter çıkmıştı. Aniden gelen bu değişim, çorapların, kolların sıvanması, kaşıkların şıklatılmaya çalışılması, insanlara birden gelen gayret ve enerji önce beni çok şaşırtmış sonrasında kahkahalara boğmuştu. (Yani teyzeciğin bir tanesi on dakika önce tansiyon, yorgunluk, bel ağrısı anlatıp öleceğini iddia ediyordu ancak kendisi bir anda bir ergene dönüşüverdi) . Benim (küçüğüm o zamanlar daha) kahkahalarımdan motivasyon bulup danslarına daha da asılmaları beni daha da fazla güldürmüştü. Anladım ki saklı kalmış çok cevher var ^^


  4- Özel bir yeteneğin olsa ne olmasını isterdin ?

Ay bu konuda çok kararsızım. Çok sinirli ve yoğun olduğum günlerde ellerimden ya da gözlerimden bir miktar alev ya da elektrik fırlatmak istiyorum ki karşımdaki kendime gelsin. Bunun üst versiyonu  bunu telefondan da yapabilmek.


Zaman zaman kendimi klonlayabilmek istiyorum. Şimdi bir klon kitap okuyacak, bir klon günlük işleri halledecek, bir klon alış veriş yapacak falan... Böylece süper bir iş bölümü ile her şey halledilecek.


 Hem çalışıp hem tez yazdığım dönemde bankaim olsun istiyordum. Uykusuzluk yormuştu, gün içinde fazla konuşanları bankai açarak korkutma  hayalleriyle yaşıyordum. (Uykunuzu iyi alın)

Uçabilmek de fena olmazdı hani ama önce yükseklik korkusunu halletmem gerekiyor.


5- '' Etraf ne der '' diye düşünmeden hareket edebilir misin ?

Eğer konu baskıcı kısıt koyma ise evet. Eskiden bu kadar net söyleyemezdim bunu ama yıllar ilerledikçe bu konuda daha rahatım. Kimseye yaranamıyorsunuz zaten o yüzden artık iyice çokta tınnnnn modundayım.


Eğer ne derler diye taksaydım, zamanında her şeyden bunaldığımda sırt çantamı kapıp, tek başına dünyanın bir ucuna gidip orada yaşayamazdım ya da bir anda işte  U dönüşü falan olmazdı ^^


  6- Hangi mevsimi seversin ?


Öncelikle sıcak ve güneşten pek haz etmem. İlkbahar fena değil ama ardı kış. O yüzden hoşlanmıyorum.

Sonbahar iyidir, en çok onu seviyorum. Ardından da kış geliyor, oh mis!!

Bir de benim için yıl hala eylülde başlıyor. Hep o ilkokuldaki mevsim tablosu yüzünden. Hep sonbahar en baştaydı. O yüzden ocak ile birlikte yıl değişince falan hala bozuluyorum.


  7- Blog yazmak sana ne kattı ?

Kendime ayrıca eğlenebileceğim bir alan kattı. Normal hayatta pek fazla anime, kitap ya da diziler üzerine konuşmam. Burada içimi döküyorum, saçmalıyorum, cıvıyorum, rahatlıyorum. Beğendiklerimi paylaşıyorum...


Blog yazmak sayesinde başka bloglarla tanıştım (blog okumayı seviyorum ben), gerçek hayatta  tanımasam bile seviyorum onları. Böyle yorumlar, fikirler, yazılar okumak bana keyif veriyor, öğreniyorum.

Böyle farklı bir pencere açtı bana. Ayrıca, biraz daha kısa cümleler kurmayı ve sabırla bir yazıyı bitirme disiplinini edindim.

Kısaca mutluluk kattı ^^


  8- En sevdiğin dizi , film , animasyon ve kitap hangileri ?


Hmmm dizi işi zor. Şu aralar Lucifer' den çok keyif alıyorum. Bunun dışında Battlestar Galactica' ya bayılırım.



Kore civarında son zamanlarda gözüme çarpan ve sevdiğim Missing Noir M var ancak Bad Guys' ın ikinci sezonunu da sabırsızlıkla bekliyorum. Japon dünyasından yine son zamanlar içinde sayılabilecek Nobunaga Concerto var.

Film; Star Wars hahahahahahaha. Son üçlemeyi dışarıda tutacağım ileride sanırım ancak şimdilik sesimi çıkarmıyorum.

(Hiçbir konuda "en" lerini belirleyemeyen, bu konuda zorlanan ben film konusunda çok rahatım ^^)

Güç sizinle olsun....




Animasyon dersek Ejderhanı Nasıl Eğitirsin derim sanırım.

Anime dersek, bu daha zor. Çok var ama Gintama biraz daha ön planda. One Piece' i de çok seviyorum ama. Ghibli'lerin yeri ayrı mesela... (Buradan ayrılıyoruz yoksa çoook uzun liste gelecek)



Kitap, bu cidden çok ama çok zor.  İlk aklıma gelenler; (böyle bir yol buldum)

Fiyasko- Stanislaw Lem

Ben, Robot - I. Asimov

Ecinniler - Dostoyevski

Gediksavaşları Efsanesi -  Raymond E. Feist (Bu alandan son zamanda sardığım bir seriyi seçtim yoksa seçenek o kadar bol ki düşün düşün işin içinden çıkamayacaktım.)


  9- Düşlediğin hayatı yaşayabildin mi ?

Bu sorunun cevabı nereden baktığıma göre değişir. Mesela, şu anda uzun yıllardır hayalini kurduğum kitaplı, animeli, kendime ayırabildiğim zaman olan, rahat bir hayat yaşıyorum ama fazla boşluk beni sıkmaya başladı. Daha fazla aksiyon istiyorum. Fazla aksiyona girince de neden diye sorgulamaya başlayacağım. (Yaşandı!) Seyahatlere bayılıyorum, böyle bir hayata başlayınca sonra yoruluyorum.
Mesela şimdi keşke sporcu ya da bilim insanı olsaydım diye hayıflanıyorum.... gibi. Uzay yolculuğuna asla çıkamayacağımı bilmek kalbimi kırıyor mesela.  Sonuçta sıradan bir insan oğluyum işte, istekler düşler bitmez...

Sanırım her şey olayım derken hiçbir şey olamadım. (Cyrano de Bergerac a selam olsun... )


 10- Gece yarısı uyanıp sevdiğiniz birinin nefesini dinlediniz mi ?


Normalde zaten genellikle geç yatıyorum. "Bu saatte yatmışsın, uyanma felsefeme" göre tekrar uyanmak ters düşüyor. Ne yazık ki uykum çok hafif. Evde dolaşan birine, yukarıdakinin terliklerine, rüzgarın, yağmurun sesine, dışarıdaki köpeklerin havlamalarına, evde yalnızsam sessizliğin sesine  falan uyanıyorsam onları dinliyorum. Böyle hoş bir şey dinlemek için uyanmadım.  Seslere takılmadan atlatıp uykuya dönersem ses yok. Dönemezsem ve ertesi sabah erken kalkmam gerekiyorsa sabahın ilk saatleri iğrenç bir insan oluyorum zaten.





Mimlenmeyen kalmadı sanırım, o yüzden tekrar isim yazmadım. Olur da yolu buraya düşen ve bu mimi gören olursa, mim sizindir. (Bana da haber verin ama ^^)

2 yorum:

Saltcik dedi ki...

Çok geç geldim , okudum ama olsun :D yazdığın için teşekkürler ^^ okurken çok eğlendim :D

Tawannanna dedi ki...

Eğlenmene sevindim, yaparken ben de keyif aldım :)) Mimlediğin için teşekkürler ^^

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...